Bir grup arkadaşın, tarot falı okumalarının kutsal kuralı olan başkasının destesini asla kullanma kuralını çiğnemeleriyle gelişen olayları konu alan Tarot filmi 3 Mayıs’ta seyirciyle buluştu. Korku sineması hayranlarını ilk günden sinemalara çeken filmin yapım ekibi dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
‘Filme Başlamadan Önce Fal Baktırdık’
Filmin ortak senaristi ve yönetmenleri Spenser Cohen ve Anna Halberg, filmde gerçekçiliğe çok dikkat ettiklerini ve bu sebeple Angie Banicki adında bir tarot uzmanı ile çalıştıklarını aktardı. Yapım öncesi film için fal baktıklarını söyleyen ikili, Halberg’e okuma yapıldığını fakat emin olmak için Spenser’ın falına baktırmadıklarını söylerken, “Biliyorsunuz birimizin yaşaması gerekiyordu” diyerek espri yaptı.
Karakterler Ölümden Kaçıyor
Korku filmlerinde genelde karakterlerin klişe hatalar yaptığını ve “aptal kişi sendromu”ndan mustarip olduğunu söyleyen ikili şöyle devam etti:
“Örneğin ürpertici bir malikanenin kapı eşiğinde kan gören biri, açık olan kapıdan yine de içeri girer. Çünkü o türden insanlardır. Biz bunu uzun süre düşündük. Aptal insan sendromundan nefret ediyoruz. Kendinize ‘Neden bu evde kalıyorlar?’ veya ‘Neden tavan arasına gidiyorlar?’ diye sorduğunuz korku filmlerinde bunu çok görüyoruz ve bu sizi filmden çıkarıyor.”
Bu sebeple Tarot filminde, “Doğaüstü ve inanılmaz şeyler olmasına rağmen karakterlerimizin tepkilerinin gerçekten sağlam ve gerçekçi olduğundan emin olmak istedik” diyen ikili, “İzleyicilerinin zekasına saygı duyuyoruz. Bu yüzden Tarot’taki karakterler ölümün üstüne gitmiyorlar, ölümden gerçekten kaçıyorlar. Tarot’un karakterleri benzer bir durumda aklı başında herhangi bir insanın yapacağı gibi davranıyor” diye konuştu.