Başrollerini İsmail Hacıoğlu, Simay Barlas, Aytaç Şaşmaz, Tamer Levent ve Burcu Cavrar’ın paylaştığı Sen Ağlama İstanbul 1. bölümüyle izleyici karşısına çıktı. İşte detaylar!
#related_item_771676#
SEN AĞLAMA İSTANBUL 1. BÖLÜMDE NELER YAŞANDI?
Sen Ağlama İstanbul ilk bölümde; Ferhat, sokakta Ömer ile birlikte dergi dağıtırken; babası da Şehrazat’a radyodan siyasi olayları takip ettiği için kızdı. Annesi tartışmamaları için onları uyarırken Şehrazat tüm ailesiyle kahvaltıya oturdu. O sırada Ferhat da biriyleriyle kavga edip kaçmaya başladı. Kahvaltı sonrası kızıyla çıkan Cemşit, “Büyükbey’in yanında sakın evde konuştuğun gibi konuşma” diye Şehrazat’ı uyardı.
#related_item_771690#
Büyükbey’e iğne yapan Şehrazat, onun kadının yerinin evi, ailesi olduğunu söylemesi üzerine “Artık devir değişti Büyükbey, kadınlar da çalışma hayatında yer alıyor” dedi. Şehrazat çıkarken; eşi Kubat ile kavgaya tutuşan Şirin “Bana hesap vereceksin. Sen alelade bir kadınla evlenmedin. Sahip olduğun her şey benim sayemde. Bunu hiç aklından çıkarmayacaksın” dedi.
#related_item_771691#
Akşam Büyükbey ile birlikte yemek yiyen Kubat ile Şirin’den Kubat, odasına çıkıp dinlenmek istese de Büyükbey kabul etmedi. Kızı ile damadının kavga etmesine kızan Büyükbey “Şirin seni mutsuz gördükçe buna neden olan her şeyi yok etmek istiyorum” dedi. Kızı Şirin odasına çekildikten sonra Kubat’a kızan Büyükbey, “Sırf ailedensin diye seni seçtim. Ama kızımın ne neşesi kaldı ne huzuru. Ölümün elimden olsun istemiyorsan ayağını denk alacaksın” dedi. Kubat ise “Şirin çocuğu olmadığı için mutsuz. Sürekli kavga çıkarmasının sebebi bu” dedi.
#related_item_771692#
Onu pastanede bekleyen Şehrazat, geç kalınca telefonla Ferhat’a ulaştı. Dışarıdan gelen sesleri duyan Şehrazat korkup gazeteye giderken; Ferhat’ın kavga ettiğini gördü. Tam o anda biriyle kavga eden Ferhat’ı gören Şehrazat, endişelenirken; Ferhat’ın dövüştüğü adam aşağıya düşüp öldü. Herkes Ferhat için perişan olurken; sorgudaki Ferhat, polislerin uzattığı belgeyi imzalamayacağını “Canımı kimsenin canıyla takas etmem” dedi. Aynı anlarda Cemşit, kızına da Ferhat’a da kızarken; Şehrazat sevdiği adam için karalar bağladı. Ertesi sabah Büyükbey’e giden ve kapıda Kubat ile karşılaşan Şehrazat, ona Ferhat’ın durumunu anlatsa da yardım alamadı.
Sonrasında Ferhat’ı görmeye giden Şehrazat, onun halini görüp perişan oldu. “Daha görecek güzel günlerimiz” var diyen Şehrazat’a yanıt veren Ferhat, “Asacaklar beni. Tüm çareler tükendi” dedi. Ferhat’ı kurtarmak için Şehrazat ile Büyükbey’e giden Haşim, oğlu için ona yalvardı. Büyükbey ise “Saçma sapan bir gazetede devletin aleyhine kalem oynatan bir talebe için kılımı bile kıpırdatmam ben” diye son sözü söyledi. Şehrazat’ın tepkisine kızan Büyükbey, “Bu dünyada her kim bir suç işlediyse cezasını çekecektir. Kimi mapushanede kimi darağacında” deyip gitti.
Şehrazat, Ferhat’ı düşünüp gözyaşlarına boğulurken; işkence gören Ferhat da Ömer’in bayıldığı görünce yıkıldı. Ertesi sabah yine Kubat ile kavga eden Şirin, “Çocuğum olmuyor diye böyle yapıyorsun. Sen bir hiçsin. Babam tek lafımla kapının önüne koyar seni” deyince Kubat, “Keşke kovsa beni de sana minnet etmek zorunda kalmasam” yanıtını verdi. Şirin’i dinlemeyip giden Kubat, merdivenlerde Büyükbey’i görüp şoke oldu. Şirin, babasına gidip “Kubat’ı çok kışkırttım, ona bir şey yapmayacaksın değil mi?” dedi.
Kızına renk vermeyen Büyükbey, Kubat’ı kaçırtıp onun karşısına dikildi. Yardımcısına “Bitir işini” diyen Büyükbey, Kubat’a “Bir kurşunla senin işini bitirebilirim ama Şirin seni seviyor. Hala nefes alabiliyorsan bu Şirin’in sayesindedir. Bir daha Şirin’e bir şey yaparsan kendi elimle dul bırakırım kızımı” dedi. Kubat’ı bağışlayan Büyükbey, “Çocuk meselesi sadece sizin değil benim de derdim. Soyumu devam ettirecek bir torun lazım bana. Çaresini bulacağım” dedi.
O sırada Ferhat’ın davasında karar çıktı. Hakim, Ferhat Akdemir’in ölüm cezasına çarptırıldığını söyleyip kalemini kırdı. Mahkeme sonrası önce annesine sonrasında Şehrazat’a sarılan Ferhat, “Seni sevmekten hiç vazgeçmeyeceğim” dedi. Oğlu götürülürken gözyaşlarına boğulan Haşim ise “Ben senden razıyım oğlum” diye bağırdı. Cemşit de arkadaşına destek olmak için yanına gidip ona sarıldı.
Eve perişan bir halde dönen Şehrazat, radyodan Ferhat’ın sabaha karşı idam edileceğini öğrenince kendini dışarı attı. Cezaevinin kapısına gidip Ferhat’ı görmek isteyen Şehrazat, çaresiz kaldı. Kapıda gözyaşlarıyla bekleyen Şehrazat, Ferhat’tan gelen mektupla darmadağın oldu. Şehrazat, Ferhat’ın annesinin “Yapmadılar, kıymadılar ona’de” sözleriyle gözyaşlarına boğuldu.
Herkes perişan halde otururken Büyükbey, Haşim’i çağırdı. Şehrazat ise Haşim’le gideceğini söyledi. Şehrazat’ı Haşim’le görünce şaşıran Büyükbey, onun “Biz sizin kadar güçlü değiliz, Ferhat’tan geriye sadece bir enkaz kaldı. Paramparçayız” sözleriyle “Demek onu bu kadar çok seviyordun?” diye sordu. Şehrazat’ın aşkını haykırması sonrası onları çağıran Büyükbey, Ferhat’ın yanına götürdü. Haşim ve Şehrazat, cansız bir bedenle karşılaşacağını sanarken, Ferhat nefes aldı.
Haşim’e dönen Büyükbey, “Darağacına kadar götürmüşlerdi, zor aldım. Biraz nefessiz kalmış ama birkaç güne iyileşir. Bundan sonra o haydutlarla yarenlik etmeyecek” dedi. Şehrazat, “Bu iyiliğinizi asla unutmayacağım” deyince, Büyükbey “Vakti gelince ben de senden bir iyilik isteyeceğim. ‘Ferhat için yapamayacağım şey yok’ demiştin değil mi?” cevabını verdi. O an gözlerini açan Ferhat da karşısında Şehrazat’ı görüp ona seslendi.
Sen Ağlama İstanbul yeni bölümüyle Salı akşamı Star’da…
#related_item_771685#