Tek yürek direniş..

Köprü bugüne kadar gördüğü en ağır saldırıyla karşı karşıyadır. İki koldan hücuma geçen militanların bir grubuyla Mert Üsteğmen komutasındaki birlik boğuşurken, ellerindeki kırık dökük silahlarla şantiyeyi basan diğer gruba karşı Tekin ve Erdal, umutsuz bir direniş içindedir. Ali Maruf’un köylerde yürüttüğü ‘maskeli faaliyet’ ise bir yandan olanca hızıyla sürer. Aşı ve ilaç yüklü kamyonlar, örgüt militanlarına silah dağıtımı yapmaya devam eder. Ancak son dağıtım dikkatli bir köy korucusunun ihbarıyla yarım kalır. Jandarmaların militanlara verdiği baskında silahlar ele geçirilir. Ali Maruf apar topar emniyette sorguya alınır; onun için zor saatler başlamıştır. Vali Faruk Yazıcı için Ali Maruf’un ‘ikinci yüzüyle’ bu kadar yakından karşılaşmak oldukça sarsıcıdır. Bir zamanlar değer verdiği, fabrikasının açılışına katıldığı bir adamın çevirdiği dolapların gün ışığına çıkmasıyla Vali kullanıldığını anlar ve deliye döner. Köprüdeki çatışmadan canını zor kurtaran Tekin, Leyla ile birlikte iki günlük bir hava değişimi için eski okul arkadaşlarıyla buluşmak üzere Ankara’ya gider. Arkadaşları, ulusal savunma sanayi içindeki özel projelerde çalışan kişilerdir ve uzmanlık alanları, tanklarla savaş uçaklarının sinyalizasyon sistemleridir. Tekin, Leyla, arkadaşları ve eşleri, ‘o gece’ çevrelerinde dönenlerden habersiz yemeğe çıkıp, oldukça keyifli bir gece geçirirler. Gece bitip herkes evlerine dağılır. Ancak çok kısa bir süre sonra, Tekin’in en yakın arkadaşlarından biri –ki o gecenin baş aktörlerinden biridir- daha sonra kayıtlara ‘intihar’ olarak geçecek bir cinayete kurban gider.