Ali sonunda vatani görevini tamamlamış, İstanbul’un kenar mahallerinden birisi olan Sineklidağ’a, evine geri dönmektedir. Sadece biricik annesi Hasibe Hanım değil, çocukluk aşkı, mahallenin güzeller güzeli Zilha’sı da onun dönüşünü büyük bir heyecan ile beklemektedir. Kendisine yeni bir yaşam kurmak isteyen Ali, bir an önce sevdalısı Zilha’yla evlenmek istemektedir. Ancak bu zannedildiği kadar kolay değildir. En başta anası Hasibe bu işe karşı çıkmaktadır. Anasını ikna edemeyen Ali, onun güceneceğini bile bile mahallenin ablası Şerif’ten yardım ister. Kötü şöhreti sebebiyle anası mahalleyi terk ettiği için, Zilha, Çamur İhsan lakaplı dayısıyla beraber yaşamaktadır. Zilha’yı satılık bir mal gibi gören Çamur İhsan da Ali’den hiç haz etmemektedir. Üstelik yeğeniyle ilgili bambaşka bir planı vardır. Bu sebeple Zilha’yı istemeye gelen Ali’ye şok bir teklifte bulunur. Mahallenin kabadayısı Manyak Cafer’in sağ kolu Sipsi de Zilha’nın peşindedir. Ve Çamur İhsan’ın Sipsi’ye verilmiş bir sözü vardır. Dayısına güvenmeyen Zilha, engelleri aşıp beraber olabilmeleri için Ali’ye baskı yapar ve ona kaçıp gitmeyi önerir. Ancak Ali her şeyi usulüne göre yapmak ister ve başlık parası için bir iş bulup çalışmaya başlar. Fakat yeni işi Zilha’yla arasında büyük kıskançlık krizinin yaşanmasına neden olur. Ali, Zilha’yı bir tek onu sevdiğine inandırmak ile uğraşırken, mahalleyi haraca kesen iki kabadayı Teke Kazım ve Manyak Cafer arasında anlaşmazlık çıkar. Mahalleyi kendi aralarında ikiye bölüp kendi mıntıkasının haracını toplayan kabadayılardan Manyak Cafer’in haracı eksiktir. Meseleyi halletmek üzere bıçaklar çekilir. Hedefini şaşıran bıçak hiç umulmadık birisine isabet eder, ortalık karışır.
Dizi
İşlemediği bir cinayetten hapis yatan mahallenin yağız delikanlısı Ali’nin efsane kabadayı Keşanlı Ali’ye nasıl dönüştüğünü, Zilha’ya olan büyük aşkını, mahallelinin dayanışmasını, kavgalarını, dönemin sınıf çatışmalarını hem mizahi hem de duygusal bir dille anlatan dev bir eser.…