Pankreas kanseriyle mücadele eden Tanyeli, zor süreçler geçirdi. Sosyal medya hesabında hastalığı hakkında bilgi veren ünlü isim, verdiği kilolarla sürecin zorluğunu gösteriyordu. Küçük yaşından itibaren hayat mücadelesi veren Tanyeli’nin yaşamı yürekleri burktu. Tanyeli henüz iki yaşındayken anne ve babası boşandı. Çocukluk yıllarını ise Çocuk Esirgeme Kurumu’nda geçirmek zorunda kaldı.
Çocuk Esirgeme Kurumu’nda bulunan Tanyeli 1. yılında bakımsızlıktan verem olduğunu şöyle anlatmıştı: ‘O yıllarda hatırladığım tek şey, soğuk bir odada açım diye ağladığım’ sözleriyle anlattı acı günlerini… ‘Annem ile babam boşanınca bana ve kardeşlerime bakıcı bir kadın bakmış. Ancak bizleri arayan soran olmadığı gibi, para gönderen de olmadı. Kadın, biz üç kardeşi alıp, İzmir’deki Çocuk Esirgeme Kurumu’na bırakmış. Çok uzun süre kardeşlerimle orada kaldım. O günleri hatırlamak bile istemiyorum. Çünkü o günlere ait aklıma gelen tek şey, soğuk bir odada açım diye ağlamam. Beş yaşındayken bakımsızlıktan verem oldum. Bir sabah öksürerek uyandım ve ağzımdan kan boşalınca apar topar devlet hastanesine yatırıldım. 1.5 yıl bu hastanede kaldım. Hastalık ve hastane dönemlerine ait bildiğim tek şey hemşireye ‘anne’ dediğim.’
Küçük yaşından itibaren zorluklarla mücadele eden Tanyeli, istenilmeyen çocuk olduğunu şu sözlere ifade etmişti: ‘Hastaneden çıktıktan sonra hep dışlandım. Önce anneannemin, sonra babaannemin, teyzemin yanında kalmaya başladım. Hepsi, ‘Ben bakamam’ dediği için arada sürüklenip duruyordum. Bu durum babam askerden gelip yeniden evleninceye kadar böyle sürdü. Bu kez üvey anne eziyeti başladı. Üvey annem, babama kızdığı için beni ve kardeşlerimi her gün döverdi. Babam da çalışmadığı için kuru ekmeği ıslatıp, üzerine toz şeker ekip yerdik. Babam, bize resmen işkence yapardı. Kardeşlerim ve ben çok ağır şeyler yaşadık. Diyelim ki sokaktan eve biraz geç geldik. Hemen kapının eşiğine iki tane çivi çakar, başımız aşağı gelecek şekilde ayaklarımızdan iple sallandırır, tabanlarımız şişene kadar vururdu. Sonra da acı çekmemiz için tuzlu su hazırlar, ayaklarımızı bu suyun içine sokardı. Hiç unutmuyorum Rum yalısında oturuyoruz, bu yalının da kileri vardı. İçeride dana burnu dediğimiz böcekler gezerdi. Bizleri sabaha kadar orada bırakırdı. Yine bir gün attığı dayaktan burnum kırıldı. Bir gün de 12, 13 yaşındayım. Makarna yaptım. Makarna iyi pişmediği için, babam tencereyi başımdan aşağı geçirmişti. Her tarafım yanık içindeydi. O halimle bile dayak yiyordum.’
Yıllar geçti ama Tanyeli’nin acı kaderi değişmedi. İlk evliliğini henüz 14 yaşındayken Yusuf Uğur Sadıkoğlu’yla yaptı. 15 yaşındayken oğlu Taylan’ı dünyaya getirdi.
Maddi zorluklar yaşayan Tanyeli, çalışma hayatına atıldı. ’15 yaşında İzmir Alsancak’ta bir mağazada çalışıyordum. Gecekonduda oturuyorduk. Tuvaleti bile dışarıdaydı. Oğluma mama almak zorundaydım. Anneannem bakardı Taylan’a, ben de gündüz çalışmaya giderdim. Teyzem de İzmir’de bu camiaya kostüm diken biriydi o bana, ‘anneni herkes tanıyor git dans et’ dedi. Burası gündüz kadın matinesiydi. Orada dans ettim’
Tanyeli’nin küçük yaşta yaptığı evliliği uzun sürmedi 19 ayın sonunda Sadıkoğlu ile yollarını ayırdı.
YENİ YOLCULUK, YENİ HAYAT
Dansıyla dikkatleri üzerine çeken oryantal, İzmir’den İstanbul’a geldi ve asıl yükselişi burada başladı; “İstanbul’a gidersem daha geniş kitlelere ulaşabileceğim söylendi. Ünlülerin menajeri ‘Ziya Akel ve Orhan Alkan’ dediler. Adresi istedim ve gittim. 17 yaşındaydım. Her gün gidiyordum o ofise. Bana bir tane iş verseler ne kadar iyi olduğumu göreceklerdi. 1-2 ay kimse görmedi beni. Bir gün orada ofis işlerini yapan Ali’ye telefon geldi. ‘Prenses Margaret’e dans edecek oryantal seçmeleri olacak ona git’ dedi. Sevgili Ayşegül o gün beni seçti. Dans ettim ertesi gün bütün gazeteler beni yazdı”
Tanyeli, seçildiği o günden şöyle bahsediyor; “Orada çok güzel giyinen oryantaller vardı. Benim belimde şal bile yoktu, param da yoktu. Afrikalı gibi kemiklerim sayılıyordu. Bana gelince sıra hep arkaya geçiyordum. Tam çıktım, ‘çok özür dilerim şalımı arabada unutmuşum’ dedim, araba nerde otobüsle gitmiştim ama içeriden şal getirdiler. Diğerlerinden farklıydı dansım. Hint figürlerine çok çalışırdım. O ruhumdaki hikaye beden dilime geçmişti. Öyle hayatım değişti”
O günden sonra şöhret basamaklarını hızla tırmanan Tanyeli 1999 yılında Kanat Kıral’la evlendi. Bu evlilikten de Teoman adını verdiği bir oğlu oldu, 2006 yılında boşandı. Üçüncü evliliğini 2009’da Alexandros Syropoulos ile yaptı, 2011 yılında boşandı. 2014 yılında Bursalı iş adamı İlker Sünneli ile nikâh masasına oturdu.
Ailesi yüzünden hayatı travma ve kabuslarla geçen Tanyeli’nin, arkadaşları hiç yalnız bırakmadı. Ünlü isim, meslek hayatında büyük başarılara imza attı ancak küçüklüğünde yaşadığı acılarını hiç unutmadı.
Küçüklüğünde yaşadığı zorlukları ise şu sözlerle ifade etmişti:
“Neden gülümsüyorsun çocuk?
Beni gülümsetecek pek bir anım yok, hatta hiç yoktu gibi…
Yine de içimde gereğinden fazla iyimserlik.
Pollyanna gibi küçücük çocuk, dev gibi insanlar.
Dünya o zamanda günlük güneşlik değildi.
Çocukluk işte ağladığın çığlık attığın, yerden kalkardım..
Ay dede ve güneş anne hayali ile gülümserdim.
Anne 12 yaşına kadar hiç tanımadığım bir hayaldi..
Yalnızlık içinde bıdı bıdı konuşan, kurtarma ekibi bekler gibi ‘mucizeler’ beklerdim. Çünkü mucizelere inandım rüyalarımda.