Başrollerini İsmail Hacıoğlu, Simay Barlas, Aytaç Şaşmaz, Tamer Levent ve Burcu Cavrar‘ın paylaştığı Sen Ağlama İstanbul 3. bölümüyle izleyici karşısına çıktı. İşte detaylar!
#related_item_772326#
SEN AĞLAMA İSTANBUL 3. BÖLÜMDE NELER YAŞANDI?
Sen Ağlama İstanbul‘da; Şehrazat (Simay Barlas) ve Ferhat (Aytaç Şaşmaz) Bursa’ya doğru yol alırken; aileleri onların birlikte kaçtığını anladı. Otobüs mola verince birlikte kahvaltı yapan ikiliden Şehrazat, evini aradı. Annesi ve babasıyla konuşup üzülen Şehrazat, Ferhat’ın sözleriyle teselli bulurken; Büyükbey’in adamları onları buldu. Büyükbey’in adamları Şehrazat’ı arabaya bindirip götürürken; Ferhat’ı da dövdüler.
#related_item_772334#
Tüm bunlar olurken Kubat’ı (İsmail Hacıoğlu) yanına çağıran Büyükbey ise “Her şey konuştuğumuz gibi olacak, hazırlığını yap. Yarın söylediğim saatte adliyede olacaksın, o düğün de haftaya olacak. İşte o kadar!” dedi.
#related_item_772335#
Çıkış yolu kalmayan Şehrazat, Ferhat’ı kurtarmak adına bu evliliğe boyun eğmek zorunda kalır. İçi kan ağlayarak Ferhat’tan ayrılan Şehrazat ile Büyükbey’in emriyle Şirin’den boşanan Kubat için karar çoktan verilmiştir. Ertesi sabah Ferhat, yeğeniyle birlikte Şehrazat’a haber yollasa da olumlu bir cevap alamadı. Cemşit’in Şehrazat’a tokat attığını da öğrenen Ferhat, soluğu Kubat’ın karşısında aldı. Kubat, Ferhat’a “Sen anlamıyor musun hala? Biz Büyükbey’in piyonlarıyız. Kızla kaçtınız, adam sizi eliyle koymuş gibi buldu. Varsa elinden gelen fazlası, hodri meydan” diyerek meydan okudu.
#related_item_772336#
Bu sırada Kubat ile Şirin evliliği de bitti. Yuvasının yıkılmasına dayanamayan Şirin, Kubat’a “Araya kim girerse girsin, sen bana aitsin” dedi. Eve gittiklerinden babasına da tepki gösteren Şirin, “Bir baba kızına bunu nasıl yapar? Ne yapacağım ben onsuz? Benim ona sevgimi anlasaydın, bu kadar acımasız olup bana bunu yapmazdın” dedi ve ekledi: “Bu düğün benim cenazem olacak. Bırak kendi gözlerimle göreyim kocamın başkasıyla evlendiğini, beni nasıl ölmeden mezara koyduğunu. Eğer bunu yapmazsam kızının gerçekten ölüsü gelir bu eve.”
Cemşit’i ziyaret ettikten sonra Şehrazat ile konuşan Büyükbey, “O adam yüzünden neredeyse babanı kaybediyordun. Hala onunla evlenmek istiyorsan bunun bir takım bedelleri olabilir. Tek bir lafımla ona ikinci bir şans vermiştim, tek bir lafımla onun canını alabilirim” ifadelerini kullandı. Şehrazat’ın “Neden ben?” diye sorması üzerine öyle istediğini belirten Büyükbey, çıkarken de “Düğünümüz haftaya konakta” dedi. Eve döndüğünde Kubat’ın odaya getirilen damatlığı ile deliye dönen Şirin, bahçeye çıkıp damatlığı yaktı ve “Ben de size günyüzü gösterirsem bana da Şirin demesinler” dedi.
Büyükbey’in sözleri sonrası kararını veren Şehrazat, ertesi sabah Ferhat’la buluştu ve ona birlikte olan fotoğraflarını teslim etti. “Ben artık onları daha fazla saklayamam” diyen ve yüzüğünü çıkaran Şehrazat, “Biz bir hayat kurmak istedik ama başaramadık. Sen zaten o işlere bulaşarak beni kaybetmeyi göze almadın mı? Bu günlere bizi sen hazırladın. Herkes evlenmemize karşı çıkıyor ve babam canından olacak kadar üzülüyorsa bir bildikleri yok mu? Gerçekten mutlu olabilecek miydik? Ailelerimizi çok üzdük, onlar benim için senden daha kıymetli. Artık onları mutlu etmeye çalışacağım, kendime yeni bir hayat kuracağım. Kubat’la evlenmeye karar verdim” dedi. Ferhat, “Olmaz! Sen bunu bize yapamazsın” derken, Şehrazat ise bir daha karşısına çıkmamasını ve onu unutmasını söyledi. Şehrazat, pastaneden çıktığı gibi gözyaşlarına boğulurken; Ferhat da adeta yıkıldı.
Düğün günü gelip çattığında Şehrazat, gözyaşlarıyla hazırlanırken; Cemşit gelip kızına “Emin ellerde olmanızı istiyorum. O çocuk fırtına gibi… Sevgi; sakin, güvenli bir liman ister. O liman Ferhat değil yavrum” dedi. O sırada Simin, ablasının mutsuzluğunu görüp Ferhat’ı aradı ve “Ömür boyu pişman olmamak için bir şeyler yap” dedi. İyice tedirgin olan Kubat ise Salih’e “Ya çocuğu olmayan Şirin değil de bensem, Büyükbey beni öldürür. O gün eninde sonunda gelecek. Biliyorsun değil mi?” ifadelerini kullanıp başına silah dayadı. Salih ise ona engel olup, hazırlanması gerektiğini belirtti. Büyükbey, Şehrazat’a aile yadigarı kolyeyi hediye ederken; Şirin de kendi gelinliğini giymek için hazırlandı.
Şehrazat, Kubat’ın elini tutunca Ferhat gitti. Kubat ise Şehrazat’a “Hep iyi olacaksın. Artık ben varım korkmana gerek yok” dedi. O sırada içeri gelen Şirin, Şehrazat’a Kubat’ı asla ona bırakmayacağını söylerken; Şehrazat da “Emin olun şu an üzerimde bu gelinlik yerine kefen olmasını tercih ederdim” dese de Şirin ikna olmadı. Evdeki hizmetliler gelinlik giymiş olan Şirin’i götürürken; Kubat ve Şehrazat’ın nikahı kıyıldı. Şehrazat, düğü sonrası gözyaşlarına boğulurken; Büyükbey’in evinden kovulan Ferhat’ı da başkaları kaçırdı.
Sen Ağlama İstanbul yeni bölümüyle Salı akşamı Star’da…