Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 1954 yılında kaleme aldığı ve 1961 yılında yayımladığı, Doğu ve Batı arasında salınıp duran akrep ve yelkovan misali toplumumuza çift yönlü eleştirel bir bakış açısı sunan özel bir eser. Karakter bolluğu ve imgeleriyle okuması da ‘zaman’ isteyen bu eser, iki sezondur Serkan Keskin’in tek kişilik performansıyla sahneye taşınıyor. Ancak oyunun yalnızca Hayri İrdal canlandırıldığı için tek kişilik olduğunu düşünüyorsanız bu yanılgınızı bir kenara bırakmalısınız. Çünkü Serkan Keskin bin bir surat gibi Hayri İrdal’dan Halit Ayarcı’ya, Zarife Hala’dan Pakize’ye pek çok karakterle seyirciyi selamlıyor.
Ayarımız Tiyatrodan Yana
Tanpınar’ın kitabında anlattığı; iki dünya savaşı görmüş, rejim değişikliği yaşamış ve yeniyi arzularken eskiden neleri alıp, neleri alamayacağını kestirememiş bir toplumun sancılarını bir kez daha sahnede izliyoruz. Romanda soyut kalan bazı unsurların, Serkan Keskin’in oyunculuğuyla başarılı bir şekilde günyüzüne çıktığını söyleyebiliriz. “Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır. Bu da gösterir ki, zaman ve mekân, insanla mevcuttur” sözü de bir anlamda tiyatronun büyülü sahnesinde hayat buluyor, oyuncuyla var oluyor.
Dekordan Oyunculuğa Doğu ve Batı Karşınızda
Saatlere olan takıntısıyla bilinen Hayri İrdal’ın çocukluk anılarıyla başlayan Saatleri Ayarlama Enstitüsü, adına kurban dahi kesilen Mübarek isimli saatle birlikte değişip dönüşüyor. Zaman ve kimlik kavramları, tiyatro sahnesinde sinemanın imkanlarından yararlanılarak resmediliyor. Serkan Keskin tek kişilik performansıyla geleneksel Türk tiyatrosundaki meddahlık geleneğini modernize ederken, sahnenin ortasına kurulu elips şeklindeki ekran ise sinemanın geniş dünyasını sunuyor. Bir yanda Doğulu, bir yanda Batılı bu tasarımsal noktaların da metinden sahneye taşınan mesajlar olduğunu gözden kaçırmamak şart. Bu ekranın, seyircinin görüntüsünü yansıtmasıyla bir ayna görevi gördüğünü de düşünürsek, tasavvufun ve yine Doğu’nun ele alındığını da söyleyebiliriz.
Kostüm masasındaki aynaya bakarak farklı karakterlere bürünen Hayri İrdal’lar ise sadece çevresindekilerle değil, kendi içinde de halden hale giriyor. Ayrıca bu ayna, Hayri İrdal’ın kafasının içini de yansıtıyor ve zihin bulanıklıkları, büyülü bir gerçeklik sunan ebru sanatını andıran görüntülerle seyirciye aktarılıyor. Bazen gerçek hayattan bir karakter, bazen bir rüya, bazen bir iç ses tezahürü ekrandan yansıyor.
Serkan Keskin’in ‘Zaman’la Yarışı
Serkan Keskin’in sahnede soyunup giyinmesi, peruk ve bıyık değiştirmesi ise zamanın baş karakter olduğu oyunda zamanla yarışını ortaya koyuyor. Tüm bu unsurlar fark ettirmeden esere yedirilirken, ince ince seyirciye dokunuyor.
Oyun boyunca zaman değişiyor, Hayri İrdal değişiyor ancak sonunda her şey gibi o da başladığı yere dönüyor. Ne yapıldığı anlaşılamayan bir kurum olan Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Hayri İrdal’ın atlıkarıncasında son buluyor.
The Guardian’da Yer Almıştı
Bir parantez de edebiyat dehası olan Ahmet Hamdi Tanpınar’a açmalı. Bir bilim adamı nasıl ki formüller bulur, Tanpınar da edebiyatın formüllerini yazan bir profesördür. Sosyal bilimleri formülize etmek ise insanı merkeze alması nedeniyle zordur. Ancak Saatleri Ayarlama Enstitüsü de gösterir ki hocaların hocası Tanpınar bu zoru başarır. Nobel edebiyat ödülü sahibi Orhan Pamuk ise Tanpınar hayranlığıyla bilinen isimlerdendir. Geçtiğimiz sezon oyunu izleyen Pamuk, Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ne The Guardian’da yayınlanan öneri listesinde yer vermişti. Ayrıca Pamuk’un, oyunla ilgili görüşleri sorulduğunda, “Çok şahane ve güzeldi, bir şiirdi. Bir daha görmeye geleceğim. Herkesin de gelmesini görmesini istiyorum. Uzun yıllar Türkiye’de bu kadar güzel bir metin, uyarlama ve atmosfer yaşamadım. Çok mutluyum, bunu seyretmekle sarhoş oldum” ifadelerini kullanmıştı.
Yaz Boyu Seyirciyle Buluşacak
Oyunculuk performansının yanı sıra rejisiyle de özel bir çalışmanın sonucu olan oyun, Saatler Kolektif yapımı. Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Serdar Biliş’in yönetmenliği ve Serkan Keskin’in tek kişilik oyunculuğuyla seyirciyle buluşuyor. Oyunun görüntü yönetmenliği Ahmet Sesigürgil, müzikleri Tuluğ Tırpan, multimedya tasarım ve prodüksiyon Illusionist, sahne ve kostüm tasarımı Gamze Kuş, ışık tasarımı Cem Yılmazer, ses tasarımı Barış Hamarat, yardımcı yönetmenlik Serin Öztoprak, yürütücü yapımcılık Elif Özge Maltepe ve Yağmur Dolkun, uygulayıcı yapımcılık Gülgün Dedeçam imzası taşıyor.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, 4 Temmuz – 27 Eylül tarihleri arasında Gaziantep, Adana, Antalya, Denizli, İzmir, Balıkesir, Bursa, Aydın ve Ankara’da tiyatroseverlerle buluşmaya devam edecek.
*Görseller Saatler Kolektif Instagram hesabından alınmıştır.