Hatırla Sevgili onun için milattı, ama yakın tarihi eşelemeyi orada bırakmayacak, Güz Sancısıyla 6-7 Eylüle götürecek bizi. BAHAR ÇUHADAR Beren Saat’le resmi ve gayrıresmi tarihi, tabii ki Aşk-ı Memnu’yu ve içindeki Bihter’i konuştu:
Geride bıraktıkları arasında, bolca şans getiren bir yarışma, biri uzun soluklu iki dizi olsa da, Hatırla Sevgilinin Yasemini olarak kazımıştık bir köşeye Beren Saat adını. Yasemin çok naifti, yüzündeki ifade neredeyse her durumda aynı gibiydi ve evet hiç yaşlanmadı, ama çok güzeldi, çok izlenesi bir yüzdü… Aşk-ı Memnunun Bihteri olacak denildiğinde kasetler geriye sarıldı, 1975in Aşk-ı Memnusu geldi akıllara. Müjde Arlı Bihter dururken o eski kayıtlarda, Beren Saatten Bihter olur muydu ki? Derken izlemeye başladık; hırssa hırs, içten pazarlıksa içten pazarlık… Sessiz sakin Yaseminden çıkıp fettan Bihter oluvermişti.
Beren Saat, Aşk-ı Memnuyu bugünün İstanbuluna taşıyan yeni versiyonunda gittikçe daha çok kabul göredursun, Hatırla Sevgili vesilesiyle içine girdiği yakın tarihle hesaplaşması da bitmiş değil. Birkaç ay sonra, Tomris Giritlioğlunun uzun zamandır çekmeyi beklediği, Yılmaz Karakoyunlunun romanı temel alınarak yazılan Güz Sancısında Rum hayat kadını Elena olarak izleyeceğiz onu. Bu sefer 6-7 Eylül olaylarının göbeğine, Beyoğluna götürecek seyirciyi.