Mert Turak

3-4 yaşlarında iken genellikle Aydın'da teyzelerinin yanında kaldı. İlkokulda öğretmeni anne ve babasının ne iş yaptığını sorduğunda babam öğretmen, annem tamirci ve turneci memur dedi. Öğretmeni tamirciyi ve turneci memur işini anlayamadı. Mert; "annem benim bozulan oyuncak arabalarımı, evde ütüyü her şeyi ama her şeyi tamir eder, otobüsle uzağa gider" dedi. Annesi Maliye Bakanlığı İzmir Defterdarlığı'nda Vergi İnceleme Elemanı olarak yılda en az 5 ay dışarı ilçelere vergi incelemesi ve teftişi için turneye gönderildiğinden Mert annesinin işini bu şekilde anlattı.

Çocukluğunda çalışkan öğrenci olan Mert'i annesi hafta sonları vakit buldukça vapura bindirip İzmir Karşıyaka'ya götürürdü. Yine güzel bir havada vapurda annesinin kol saati ile oynarken, "anne saatini denize atayım mı?" dedi. Yorgun olan annesi kafasını dinlemek, boş vaktin tadını çıkarmak için "at" dedi. O da güzelim saati denizin sularına bıraktı. Sonra şaşkın ve ürkek sesle "anne bak attım" dedi. Annesi "boş ver ya Mert iyi yaptın. Artık balıkların da saatten haberi olacak" dedi. İkisi de başladılar gülmeye. Mert çok rahatlamıştı. Artık annesinin saati yoktu. Ve ona "Mert hadi saat geç olmuş gidelim" demeyecek ve çok çok gezeceklerdi. Annesi yaz ayları turnede olduğundan, o yaz tatillerinde anneannesinin teyzelerinin memleketi olan Aydın'da kalırdı. Çocukluğunda Lüks lokantalarda üstü tereyağlı 1,5 porsiyon döner yemek onun büyük sevinci idi. İlkokulda okurken okul müsameresindeki sahnede ilk gösterisini yapt