Eda Özerkan: "Annelik hayatın ta kendisi"

"Annelik hayatın ta kendisi. Karşılıksız, beklentisiz, sonsuz sevgi aslında. Ne söylesem kelimelerim yetersiz kalır, yaşanması gereken bir duygu" açıklamasında bulunan Eda Özerkan anne olmakla birlikte hayatında yaşanan değişiklikleri şu sözlerle ifade etti:

"Anne olmadan önce daha bireysel kararlar alıyorsun ama şimdi kararlarımı verirken önceliğim evladım. Program yaparken, çalışırken tabii ki önce onun alanını düşünerek plan yapıyorum, kendi planımı da bozmadan.

Eliz’i biz büyüttük (desteksiz, anneanne, babaanne veya bakıcı vs. olmadan) ve bu doğrultuda, kendi isteğimle onun her anına şahit olmak için mesleğime ara vermiştim. İşine kaldığın yerden devam edebilirsin ama çocuğunun bir anını kaçırdığın zaman onu geri getiremiyorsun maalesef. Yani anne olmak tabii ki konfor alanından çıkmanı gerektirir bence. Şu an kaldığım yerden işime de devam ediyorum. En azından arkamı döndüğümde evladım ile ilgili şükür ki keşkem yok."

Eliz ismine nasıl karar verdiklerini de MAG okuyucuları ile paylaşan Özerkan, “Düğüne üç gün kala, rüyamda kızım olduğunu ve adını da Eliz koyduğumu görmüştüm. (Altıncı hissim iyidir.) Uyandığımda herkese 'Benim kızım olacak. Adı da Eliz' dedim. Sonra evlendik, hamile kaldım ve ilk günden, cinsiyeti belli olana kadar ben hariç herkes erkek dedi. Doktor 'Bir tahminin var mı' dediğinde, 'Evet, kız geliyor ve adı da Eliz' dedim ve enteresan bir şekilde isim bile hiç düşünmedim, çok emindim. Cinsiyet belli oldu ve direkt adı Eliz dedik” açıklamasında bulundu.